Çarşamba Söyleşileri’nde bu hafta “Deprem Felaketinin Sosyolojik, İletişimsel ve Ahlaki Boyutları” konuşuldu. Prof. Dr. Alev Erkilet, Prof. Dr. İ. Arda Odabaşı ve Prof. Dr. Mahmut Arslan’ın konuşmacı olduğu etkinlik, 15 Mart Çarşamba günü saat 15.30’da Öğrenci Merkezi Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirildi.
İnsan ve Toplum Bilimleri Dekanı ve Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Alev Erkilet konuşmasında, yaşanan deprem felaketinin sosyolojik etkilerini ele aldı.
Yaşanan felaketin ayrıştırıcı ve birleştirici yanlarını; depremin sosyolojik hasarları ile deprem sonrası yaşananların geleceğe dair bize umut veren yanlarına değindi. Emek verirsek ve bu yaşananları göz ardı etmezsek yaşadığımız bu felaketin, toplumumuzu dönüştürebilecek bir fırsat olabileceğinin üzerinde durdu.
Erkilet, depremin ekonomik etkilerinin sadece maddi zarar ya da zorlukla ölçülemeyeceğini; insanların gelir sistemlerini, ekmek teknelerini yitirmesine de neden olduğunu belirtti. Ardından depremin aile ve çocuklar üzerinde bıraktığı etkilere de değinen Erkilet, parçalanmış aileler, yetim kalan, kayıp ve ulaşılamayan çocuklar ile ilgili sosyolojik, politik ve ekonomik olarak ne yapabileceğimizi çok ciddi bir şekilde düşünmemiz gerektiğini vurguladı.
Deprem sonrası ortaya çıkan ayrıştırıcı konulardan birinin ise ırkçılığın ve göçmen karşıtlığının yeniden üretilmesi olduğundan bahsedip göçmen ve mülteci kesimi nasıl koruyabiliriz ve bu konudaki kalıp yargılarla nasıl mücadele edebiliriz diye düşünüp bu anlamda da çok çabalamamız gerektiğini ifade etti.
İletişim Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. İ. Arda Odabaşı ise deprem felaketinin iletişimsel boyutlarına değindi.
Odabaşı, insanların bilgi alma ihtiyaçlarının arttığı felaket dönemlerinde, dedikodu ve söylentiler ile yayılan bilgilerden oluşan “fısıltı gazetesi”nin insanların doğru bilgiye ulaşma ihtiyacının nasıl olumsuz etkilediğinden bahsetti. Dezenformasyon ve misenformasyon oldukça yaygınken teyit etme ve güvenilir kaynak sorgulamalarının çok daha düşük bir oranda kaldığını belirtti.
Etiğe aykırı olarak paylaşılan içeriklerde insan ve çocuk hakları ihlallerinin oldukça fazla olduğundan da bahseden Odabaşı, can güvenliğini ve haysiyeti tehlikeye atarak habercilik yapılmaması gerektiğinin, artık herkesin içerik üretebildiği bir zamanda insanların bilinçlendirilmesi ve afet haberciliği ilkelerinin yaygınlaştırılmasının önemine değindi.
Son olarak Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Mahmut Arslan ise deprem felaketi boyunca yaşananların ahlaki boyutlarını ele aldı.
İnsan olarak haklarımız olduğu kadar görevlerimiz de olduğuna değinerek ahlakın bu görevlerimizi yerine getirmemizdeki en önemli unsur olduğunu ifade eden Arslan; Mimar Sinan’ın Hatay’da inşa ettiği külliyenin hala sapasağlam ayakta durmasının o dönemlerdeki mesleki ve ahlaki etik kuralları ile ahilik ahlakının ne kadar etkili bir biçimde uygulandığının ispatı olduğunu söyledi.
Bina yapımı ile ahlak arasından doğrudan bağ olduğunun söyleyen Arslan, binayı yapanın binadan sorumlu oluşu göz ardı edilirse ortaya çıkabilecek ahlaksızlıklara değindi. Kısa dönemde fayda getirebilen bu ahlaksızlıkların uzun dönemde binlerce insanımızı kaybetmemize neden olduğunun altını çizdi.